
Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanununda belirtilen insani nedenlerle, Türkiye'de kalması zorunlu olan yabancı uyruklu kişilere verilen ikamet izni türüdür.
İkamet izni, çeşitli ihtiyaçlara göre bazı türlere ayrılmıştır. Yazımızda esas olarak bu türlerden insani ikamet iznini inceleyeceğiz.
Konu ile ilgili olarak; insani ikamet izni kimlere verilir, nasıl alınır, gerekli belgeler nelerdir ve nerelere başvuru yapılmalıdır, süreç nasıl işlemektedir ve ne kadar sürer, dikkat edilmesi gerekenler nelerdir gibi soruları cevaplayacak ve diğer önemli ayrıntılara değineceğiz. Bu nedenle yazımızın dikkatlice okunmasını tavsiye ediyoruz.
Yabancıların ikamet etmesi ile ilgili olarak Türkiye’nin kendi kanuni düzenlemeleri olduğu gibi bu konuda Türkiye’nin de taraf olduğu uluslararası anlaşmalar da söz konusudur. Yabancıların oturma izni ile ilgili olarak temel kanun “Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu”dur. Yazımızda insani ikamet iznini, bu kanun hükümlerince ve uygulamada yaşanan problemlere göre inceleyeceğiz.
Yazımızın asıl konusu, insani ikamet izni ile ilgili önemli ayrıntılardır. Ancak diğer ikamet türlerinin isimlerinden bahsetmek gerekirse bunlar şu şekilde sıralanabilir:
İçindekiler
İnsani nedenlerle bir şekilde Türkiye’de kalması gerekli görülen kişilere verilen oturma izni türüne “insani ikamet izni” denmektedir. Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu m.46 ve devamında düzenlemesinde bu konuya ilişkin temel kurallar yer alır. İnsani ikamet izni bu maddede yer alan özel şartlar altında ve özel hallerde verilen oturma izni türüdür.
Bu haller şu şekilde sıralanabilir:
Bu saydığımız haller kanunda yer alan teknik ifadelerdir. Esasen bunların her birisi uygulamada yer alan birçok halin genel bir tabiri niteliğindedir. Dolayısıyla insani ikamet izni ile ilgili başvuru yapmadan önce şartların sağlanıp sağlanmadığının denetimi ve eksiklerin tamamlanması adına bu konularda tecrübe sahibi bir yabancılar avukatından yardım alınmalıdır.
Mültecilik, hukuken teknik karşılığı olan bir kavramdır ve medyada kullanıldığı anlamdan farklı anlamları taşır. Yukarıda “Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair Cenevre Sözleşmesi”nden bahsettik. İşte Türkiye bu sözleşmeye taraftır ve bu sözleşmeye koyduğu çekince ile yalnızca Avrupa’dan gelen kişilere mülteci sıfatı vermektedir. Onun haricinde gelen kişilerin hukuki koruma statüleri farklı farklıdır.
İnsani ikamet izni ise mültecilikten tamamen farklı bir olgudur. İnsani ikamet izni, yukarıda saydığımız hallerde bazı şartları taşıyan kişilere verilen bir oturma imkanıdır. Belirli süreler ile sınırlandırılmıştır. Ve bazı hallerin son bulması ile iptali söz konusu olabilmektedir. Aşağıda bu konunun ayrıntılarına değineceğiz.
İnsani ikamet izni, yukarıda saydığımız özel durumlara muhatap olan yabancılara verilir. Yani bu iznin verilebileceği kişiler sınırlı sayıda belirlenmiş değildir. Ancak insani ikamet izni alamayacak bazı kişilerden bahsetmemiz mümkündür.
Buna göre yukarıda saydığımız diğer oturma izni türlerinden herhangi birisini alma imkanı bulunan kişilere insani ikamet izni verilemez. Çünkü bu izin istisnai nitelikte bir ikamet türüdür.
Örneğin, öğrenci ikamet izni alma imkanı bulunan bir yabancının insani ikamet izni için başvurması durumunda bu başvurusu reddedilecektir. Bunun ayrıntılarına aşağıda değineceğiz. Bunun haricinde, bu yazıda belirttiğimiz şartları taşıyan ve usulüne uygun başvuru yapan herkese verilebilecektir.
Yabancılar ve Uluslararası Koruma Koruma Kanunu m. 46 hükmünde açıkça belirtilmiştir ki insani ikamet izni şartları diğer ikamet izni şartlarından farklıdır. Yani insani ikamet izni alınırken diğer ikamet izinlerindeki şartlar aranmaz. Belirttiğimiz üzere diğer ikamet türlerinden istisnai olması açısından farklı özelliklere sahiptir.
İnsani ikamet izni şartlarını şu şekilde sıralamamız mümkündür:
Bu saydığımız şartların sorunsuz bir şekilde gerçekleşmesi durumunda kişi, insani ikamet iznini ikamet tezkeresi ile elde edecektir.
Yukarıda insani ikamet izni verilebilecek halleri saydık. İşte insani ikamet izni için gerekli belgeler de hangi nedene dayanarak insani ikamet izni talep edildiğine bağlı olarak değişecektir.
Yani çocuğun yüksek yararı olduğunda bu durumun tespitine yönelik belgeler, olağanüstü durumlarda bu duruma ilişkin belgeler vs. yukarıda saydığımız durumlara göre değişecek ve tespite yarayışlı belgeler edinilmesi gerekir.
Burada İl Göç İdaresinin uygulamadan ne şekilde belgelere olumlu yanıt verdiği ile ilgili olarak uygulamayı bilen bir yabancılar avukatının desteğini almak önem taşır.
Ayrıca insani ikamet izni başvurusunda bulunan kişinin, en azından kimliğini tespite yarayacak resmi kurumlardan alınmış bir kimlik kartı veya diğer belgeye sahip olması aranır. İnsani ikamet izni başvurularında eski pasaport da kabul edilebilmektedir.
Bununla beraber uygulamada, insani ikamet izni başvuru formu denilen bir form söz konusudur. Bu formu İl Göç İdaresinden de doldurulabileceği gibi, bu kurumun web sitesinde yer alan ön başvuru formu da doldurulabilir.
Konuyu düzenleyen 46. madde açıkça insani ikamet iznini valiliklerin vereceğini belirtmiştir. Aynı kanunun 22. maddesinde, oturma izni için valilikler bünyesinde çalışan İl Göç İdaresi Müdürlüklerine başvuru yapılabilecek haller arasında insani ikamet izni de yer almıştır.
Buna göre insani ikamet izni almak isteyen birisi, direk kendisi veya avukatı aracılığı ile valilikler bünyesinde faaliyet gösteren il göç idaresi müdürlüğüne gerekli başvuruyu yapmış olmalıdır.
İnsani ikamet izni, yukarıda da belirttiğimiz üzere istisnai bir oturma izni türüdür. Şartları ve prosedürü bakımından diğer ikamet türlerinden farklıdır. YUKK madde 46 hükmüne göre, valiliğe bağlı İl Göç İdaresinin insani ikamet izni verebilmesi için İçişleri Bakanlığı buna onay vermelidir.
Yani görüldüğü üzere, başvuru ve onay mercileri biraz farklı olan bir ikamet türünden bahsetmekteyiz.
İnsani ikamet izni başvurusu bazı durumlarda reddedilmektedir. Bu durumların başında, YUKK m.46’da yer alan ve yukarıda bahsettiğimiz hallerin gerçekleşmemiş olması durumu gelir. Yani insani ikamet izni verilebilecek olan durumları sınırlı olarak saymıştık. İşte bu haller haricinde bir durumda yapılan başvuru reddedilir.
Bunun haricinde, yabancının yukarıda saydığımız diğer oturma izni türlerinden birisini alabiliyor olması durumunda gene insani ikamet izni başvurusu reddedilir. Çünkü insani ikamet izni istisnai niteliktedir ve diğer ikamet türleri alınabiliyorken verilemez. 46. maddede yer alan şartlar sağlanmış olsa bile öncelik diğer oturma türlerindedir.
Herhangi bir ikamet izni sahibi olan kişiler ikamet izni süresi dolduğu zaman uzatma başvurusunda bulunmazsa ve ikamet etmeye devam ederse ikamet izni ihlali söz konusu olur ve belirli bir miktar para cezasına çarptırılır. Kural olarak, bu ceza ödenmeden yeniden oturma izni verilmez veya süre uzatılmaz. Yani ikamet izni ihlali söz konusu olursa para cezası tahakkuk eder ve bu cezayı ödemeden yapılan başvurular reddedilir.
Ancak insani ikamet izni bu kuralın istisnasıdır. Yani insani ikamet izni başvurusu yapıldığı zaman oturma izni veya vize ihlali dolayısıyla ödenmemiş olan ceza var mı diye bakılmaz.
ÖNEMLİ!: İnsani ikamet alma şartları taşımak, idare tarafından kesinlikle başvurunun olumlu sonuçlandırılacağı anlamına gelmemektedir. Bu konuda olumlu veya olumsuz sonuçlandırma yetkisi tamamen idare İl Göç İdaresindedir. Ancak verilmesi gerektiği halde verilmediği durumlarda aşağıdaki prosedürü işleterek almaktayız.
ÖNEMLİ!: Uygulamada il göç idarelerinin bu başvuruları kabul etmediği, dilekçeleri dahi almadıkları bilinmektedir. Dilekçe kabul etmemek, TCK 121 gereğince suçtur. Avukatınızın bu durumu İl Göç İdaresinde dile getirmesi gerekir.
İnsani ikamet izni başvurusu reddedilirse → İnsani ikamet izni reddedildiği idarenin vermiş olduğu bu red kararına karşı, idareye itiraz başvurusu yapılır ve idareden olumsuz cevap gelmesi durumunda görevli ve yetkili idare mahkemesinde iptal davası açılır. Hatalı yahut ihmali işlemler ile bu şekilde redde sebep olmamak ve süreci gereksiz uzatmamak adına sürecin deneyim sahibi bir yabancılar avukatı eşliğinde takip edilmesi en sağlıklısıdır.
İnsani ikamet izni belirli bir süre sınırlaması dahilinde verilebilir. Buna göre insani ikamet izni her defasında en fazla 1 senelik süre için verilebilir. Aynı şekilde 1’er senelik süreler için uzatılabilir. Uzatma işlemleri de valiliklere bağlı İl Göç İdaresi Müdürlüklerince gerçekleştirilebilir. Kanuni düzenlemelerde bu 1 yıllık süre, tavan yani üst sınır olarak yer almıştır.
Dolayısıyla insani ikamet izninin 1 yılı aşacak şekilde verilmesi mümkün olmaz. Belirttiğimiz üzere süre dolarsa, belirli bir prosedüre göre uzatılabilir.
Ayrıca gene kanundaki düzenlemeye göre kendisine insani ikamet izni verilen kişiler, bu iznin verilmesinin ardından 20 günlük süre içerisinde “adres kayıt sistemi” denilen sisteme kayıt yaptırmak durumundadır. Bu bir zorunluluktur.
Oturma izninin uzatılmasında valilikler yetki sahibidir. Bu işlemler valiliklere bağlı İl Göç İdaresi Müdürlüğünce gerçekleştirilir. İkamet tezkeresi süresinin dolmasına 60 gün kalması ile sürenin son günü arasında kalan zaman dilimi içerisinde uzatma başvurusunda bulunmak mümkündür.
İkamet iznini uzatmak için başvuran kişilere, bu başvurularına ilişkin herhangi bir harca tabi olmayan bir belge verilir. Oturma izni uzatma başvurusu sonuçlanıncaya kadar bu yabancı kişi, elindeki bu belge ile Türkiye’de ikamet etmeye devam eder.
Oturma izni uzatıldığı zaman uzatılan süre önceki iznin bittiği tarihten itibaren başlayacak şekilde hesaplanır. Yani başvuru tarihinin erken olması, önceki ikamet hakkının kalan süresini öldürmez. İnsani ikamet izninin uzatılmasına ilişkin verilen kararların da İçişleri Bakanlığı tarafından onaylanması şarttır.
Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu m. 47 hükmü uyarınca insani ikamet izninin iptali veya sürenin uzatılmaması mümkündür. Yukarıda sayılan izin verilen haller kısmında anlattığımız hal ve şartların sona ermesi durumunda, İl Göç İdaresi kendiliğinden inceleme yaparak bu durumu tespit eder ve insani ikamet iznini iptal edebilir.
Yahut uzatma başvurusu sırasında, İl Göç İdaresi geçerli nedenlerin devam edip etmediğini kendiliğinden kontrol eder ve eğer izin verilmesini gerektirmeyecek bir durumla karşılaşırsa, bunu İçişleri Bakanlığına bildirir. Böylece oturma izni uzatılmamış olur.
İkamet tezkeresinin iptaline yahut uzatılmamasına ilişkin kararlar, İl Göç İdaresi Müdürlüğü tarafından ilgili yabancıya izin süresinin bitiminden en geç 15 gün öncesine kadar bildirilmek zorundadır. İnsani ikamet izni iptal edilen veya sürenin uzatılmasına ilişkin başvurusu reddedilen yabancı, Türkiye’yi terk etmek üzere davet alır. Bu yabancının Türkiye’yi terketmemesi durumunda zorla sınır dışı edilmesi söz konusu olur. Yani deport süreci başlar.
Deport süreci ile ilgili daha geniş bilgi edinmek için “deport kararı kaldırma” başlıklı yazımız incelenebilir.
İptal veya uzatmama kararına karşı itiraz → Son olarak belirtmemiz gerekir ki, insani ikamet izni iptal edilen veya uzatma talebi reddedilen yabancıların idari yargıda iptal davası açma hakları vardır. Nitekim bunlar birer idari karardır ve idarenin her türlü eylem ve işlemine karşı idari yargıda hak arama süreci başlatmak mümkündür. Red işlemine karşı idareye yapılan itiraz sonucunda, idare 30 gün içinde red cevabı verir veya hiç cevap vermezse o zaman dava açılır. İdari yargıda dava açma süresi de kararın tebliğinden itibaren 60 gündür. İlgili idareye itiraz edildiği zaman bu 60 günlük dava açma süresi durur. Bu itiraz süreçleri idari usul hukuku bilgisi gerektirmektedir.
İnsani ikamet izni alabilmek için harç ödemek gerekmektedir. İnsani ikamet izni ile ilgili harçlar 492 sayılı Harçlar Kanunu hükümleri etrafında sürekli güncellenerek belirlenmektedir. Bu kurallar çerçevesinde, oturma izni ile ilgili tahsil edilecek olan harç maktu harçtır.
Yani başvurunun somut özelliklerine göre değişmemekte, her zaman belirli bir miktarda olmaktadır. Bunlar da genellikle çok yüksek olmayan miktarlardır. Bu miktarlar, Harçlar Kanununun ekinde yer alan tarife çerçevesinde belirlenir.
Eğer insani ikamet izni alacak olan kişi, 18 yaşından küçük bir yabancı ise burada belirlenen miktardaki harcın yarısı oranında harç öder.
Aşağıda da değineceğimiz üzere oturma süresinin ihlal edilmesi durumundan doğan para cezası, yabancı tarafından ödenmelidir ancak insani ikamet izninde bunun ödenmemiş olması, başvurunun reddedilmesi için yeterli bir neden değildir.
Bununla birlikte, oturma izni için harç ödemekten muaf olan bazı kişiler söz konusudur. Buna göre;
Kanunda genel olarak belirtilen insani nedenlerle, Türkiye’de kalması zorunlu kişilere verilen ikamet izni türüdür.
İnsani ikamet izni almak, başvurunun profesyonel ve eksiksiz yapılıp yapılmadığına göre değişmekle birlikte genel olarak başvuru 20 gün, başvuru sonucunun gelmesi ise 3-4 ay civarında sürmektedir.
Her seferinden en çok 1 yıl olmak üzere sınırsız şekilde uzatılabilir. Uzatma sırasında kriterler yeniden gözden geçirilecektir.
Herkesin bildiği üzere, 2022 yılından Ukrayna ve Rusya arasında savaş çıkmış ve bu savaş nedeni ile onbinlerce Ukraynalı Türkiye’ye gelmiştir.
Yeni bir gelişme olarak; Ukrayna-Rusya savaşı nedeniyle Türkiye’ye gelen veya daha önceden Türkiye’de bulunan tüm Ukrayna vatandaşlarına insani ikamet izni verilecektir. Bu konuda Bakanlık, İl Göç İdarelerine yazı göndermiş ve savaş nedeniyle ülkesine dönemeyen Ukrayna vatandaşlarına kolaylık sağlanması gerektiğini bildirmiştir.
Dolayısı ile savaş nedeni ile insani ikamet izni almak isteyen Ukraynalılar için prosedür, yukarıdaki prosedürle birebir aynı olacaktır.
Bu konuda tecrübeli bir avukat ile başvuru yapmanızı öneririz. Yapılan başvuru red olacak olursa adına başvuru yapılan Ukrayna vatandaşı, vize ihlali bakımından sıkıntılı bir duruma düşecektir.
Yukarıda ayrıntılı olarak değinmeye çalıştığımız gibi bir yabancı için çoğu zaman oturma izni hayati önem taşımaktadır. Hele ki insani ikamet izninde insani nedenler söz konusu olduğu için sürecin çok dikkatlice ve titizlikle sürdürülmesi şarttır.
Aksi halde gereksiz yere zamansal ve parasal kayıp doğabileceği gibi daha ciddi sonuçlar da (deport gibi) doğabilir. Anlatmaya çalıştığımız üzere süreç kendi içerisinde karışık ve zorlu bir takım hukuki prosedürlerin gerçekleştirilmesi ile tamamlanmaktadır.
Bu nedenle söz konusu idarenin nasıl çalıştığını bilen, uygulamadaki sorunları tanıyan ve bu sorunlara karşı nasıl hareket etmesi gerektiğini bilen, sürekli değişen hukuk kurallarını takip eden deneyimli bir yabancılar avukatının hukuki yardımının alınması, bu süreçte büyük avantaj sağlayacaktır.